
Koronavirüs ve Çocuklarımız
2020 yılı daha üç ayını bile doldurmadan depremler, savaşlar, şehit haberleri, ekonomik sıkıntılar derken bir de küresel bir salgınla mücadele etmemiz gereken bir dönemde bulduk kendimizi. Çin’in Wuhan kentinden başlayan corona virüs salgını çok kısa bir sürede bütün Dünya’yı etkisi altına aldı. Hastalık bulguları gelişen ve kaybedilen insan sayısı günden güne artıyor ve daha da artacak gibi görünüyor.
Corona virüs enfeksiyonunun özellikle yaşça ileri insanları etkilediği ve ölümlere sebebiyet verebildiğini görüyoruz. Ancak Çin, İtalya ve diğer ülkelerden tüm Dünya’ya ilan edilen verilere bakıldığında orta yaş grubu ve çocuklarımızın da bu hastalıktan etkilenebildiğini ancak ölüm oranlarının yaşlı gruptan daha düşük olduğunu söyleyebiliriz. Çocuklarımız ve orta yaş grubu insanlarımız bu enfeksiyonu taşıyarak, yaşlı grup ile temasları halinde onlara bu enfeksiyonu bulaştırmakta ve onların kaybedilmesine neden olabilmektedir.
Corona virüs enfeksiyonunun çocuklarda oluşturduğu etkilere bakıldığında henüz 9 yaş altında bu hastalığa bağlı kaybedilen olgu yok ancak, hafif gribal enfeksiyon bulgularından, ağır solunum sıkıntısına kadar farklı tablolar gelişebilmektedir. Şiddetli baş ağrısı, kusma, ishal, karın ağrısı ve ateş rapor edilmektedir. Tabi bu bulgular hastalığın erken dönem bulgularıdır, geç dönemde bu hastalığa yakalanan bireylerde ne gibi bulgular gelişeceğini zaman gösterecek.
Özellikle kalp, akciğer, böbrek ve sinir sistemi ile ilgili kronik hastalığı olan çocuklarımızda Corona virüs enfeksiyonunun ağır bir tabloya neden olması muhtemeldir. Ayrıca sağlıklı çocuklarımızın klinik bulguları hafif olabilse de bu enfeksiyonu ailenin yaşlı üyelerine taşıyarak onların ağır bir tablo da hastaneye yatmalarına hatta ölümlerine sebebiyet vermeleri olasılığı vardır. Bu nedenle bilim insanlarının da sıkça ekranlardan uyarılarda bulunduğu gibi, insanlarla sosyal temasın azaltılması, kişisel hijyene çok dikkat edilmesi özellikle önümüzdeki birkaç ay çok önemlidir.
Corona virüs salgını toplum sağlığının ne kadar önemli olduğunu ve bunun sağlanmasında en temel yöntemlerden birinin de kişisel hijyen olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bütün Dünya’da etkilerini uzunca bir süre göstermesi muhtemel bu salgında eğer kendimizi düşünmüyorsak, yakınlarımızın ve sevdiklerimizin hayatını riske atmamak için ihtiyaç olmadıkça evden çıkmamalı ve sosyal mesafemizi uzak tutmalıyız.
EVDE KAL TÜRKİYEM!