Otizm bir kısmı doğuştan beridir var olan bir kısmı da yaşamın erken dönemlerinde ortaya çıkan karmaşık bir nöro-gelişimsel farklılıktır. Beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen, ancak hala mekanizması tam olarak anlaşılmamış sebeplerden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Genetik ve çevresel nedenler üzerinde çalışmalar devam etmektedir.
İnsanlarla göz teması kurmuyorsa, ismini söylendiğinde dönüp bakmıyorsa, istediği şeyleri parmaklarıyla göstermiyorsa, yaşıtlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa, konuşması geri ve sık sık kelime tekrarları yapıyorsa, sallanmak, ellerini çırpmak gibi tekrarlayıcı hareketleri varsa, oyuncak ya da eşyaları sıraya dizmek gibi alışkanlıkları varsa çocuklarımızda otizm varlığından şüphelenmek gerekmektedir.

Belirtilerin en erken dönemde tespit edilmesi ve tedavinin erken başlanması ile otizm tanılı çocuklarımızın yaklaşık yarısında belirtiler kontrol altına alınabilmektedir. Tedavide ana unsur özel eğitimdir. Bilimsel yeterli veri bulunmasa da bazı diyet içeriği düzenlemeleri ve ilaçlarda tedavinin bir parçası olabilmektedir.

Nörolojik açıdan bakıldığında ise otizm tanısı alan çocuklarımız da epilepsi hastalığı gelişme oranları %30 lardadır. Kısa süreli gözden kaçabilen nöbetler, özel eğitim alan çocuklarımızın eğitime yanıtlarını ve gündelik hayatlarını kısıtlayabilmektedir.

Bu nedenle otizm tanısı alan olgularımızın mutlaka çocuk nöroloji hekimlerince de takip edilmesi ve gerekli durumlarda elektroensefalografi (EEG) tetkiki yapılmalıdır.